Bir Dosta Aşk [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Fırtınalı
bir hayatın ortasında birleştik. Sen, kendine yakın bulduğun insanların
sana yaptığı hatalardan şikayet ediyordun., bense uzun yıllar acısını
çektiğim bir aşkın yaralarını sarmaya çalışıyordum.
İyi
birer dosttuk, her şeyi paylaşır olmuştuk. Bu yakınlaşmamızın kısa bir
sürede olmasına rağmen zamanım öyle tatlı, öyle güzle geçiyordu ki ben
içimdeki kıpırdanmalardan habersizdim.
Sanki rüyadaydım,
gözlerimi açtığımda dostluğun yerini aşk almıştı. Kendimi tutamamıştım
işte. Duygularıma hakim olamamıştım. Sen benim aşkım, bense senin
dostundum artık. Sana aşık olduğumdan habersizdin. İçimdeki volkan öyle
taşmıştı ki patlamak için sabırsızlanıyordu.
Sonunda o gün
gelip çatmıştı. Bütün duygularımı bütün hislerimi açıklamıştım ben
sana. Sense bana sadece şaşkın bir ifadeyle bunların yalan ve şakadan
ibaret olması için yalvarmıştın.
Bende sana bunların ne şaka
ne de yalan olduğunu üstüne basa basa vurgulamıştım. İçim rahatlamıştı.
Çünkü bir insana '' seni seviyorum '' demek kolay bir iş değildi. Yürek
isterdi. Ben bu işi becerememiştim ama sonucuna da katlanmak elimde
değildi. Çünkü asıl olan benim için bugündü ve ben bugün sana söylemem
gereken şeyleri yarına bırakmamıştım. Yarın böyle bir fırsatın elime
geçeceğini düşünerek bütün her şeyi açıklamıştım.
Dünya fani
her an her şey olabilir bizim dünyamızda... Şimdi içim çok rahat ama
bir o kadar da huzursuzum. Çünkü bunları sana anlatınca suçlu ben
oldum. Şimdi o eski günleri arıyorum, hiç sebepsiz, ani ayrılışın
şokunu üzerimden atamamamın sonucundandır. Ve zaman eskiden öyle güzel
öyle tatlı geçerken şimdilerde, bin bir azap bin bir acıyla geçiyor.
O
günün üstünden çok zaman geçti. Şimdi ben senden benim olmanı değil
bana biraz hak vermeni istiyorum. Bana duyduğun nefreti duygularımın
üstünden çekmen için yalvarıyorum. Bana ne kadar kızsan ne kadar nefret
etsen de ben seni yine de seviyorum. Duydun değil mi? Seni seviyorum.
Fırtınalı
bir hayatın ortasında birleştik. Sen, kendine yakın bulduğun insanların
sana yaptığı hatalardan şikayet ediyordun., bense uzun yıllar acısını
çektiğim bir aşkın yaralarını sarmaya çalışıyordum.
İyi
birer dosttuk, her şeyi paylaşır olmuştuk. Bu yakınlaşmamızın kısa bir
sürede olmasına rağmen zamanım öyle tatlı, öyle güzle geçiyordu ki ben
içimdeki kıpırdanmalardan habersizdim.
Sanki rüyadaydım,
gözlerimi açtığımda dostluğun yerini aşk almıştı. Kendimi tutamamıştım
işte. Duygularıma hakim olamamıştım. Sen benim aşkım, bense senin
dostundum artık. Sana aşık olduğumdan habersizdin. İçimdeki volkan öyle
taşmıştı ki patlamak için sabırsızlanıyordu.
Sonunda o gün
gelip çatmıştı. Bütün duygularımı bütün hislerimi açıklamıştım ben
sana. Sense bana sadece şaşkın bir ifadeyle bunların yalan ve şakadan
ibaret olması için yalvarmıştın.
Bende sana bunların ne şaka
ne de yalan olduğunu üstüne basa basa vurgulamıştım. İçim rahatlamıştı.
Çünkü bir insana '' seni seviyorum '' demek kolay bir iş değildi. Yürek
isterdi. Ben bu işi becerememiştim ama sonucuna da katlanmak elimde
değildi. Çünkü asıl olan benim için bugündü ve ben bugün sana söylemem
gereken şeyleri yarına bırakmamıştım. Yarın böyle bir fırsatın elime
geçeceğini düşünerek bütün her şeyi açıklamıştım.
Dünya fani
her an her şey olabilir bizim dünyamızda... Şimdi içim çok rahat ama
bir o kadar da huzursuzum. Çünkü bunları sana anlatınca suçlu ben
oldum. Şimdi o eski günleri arıyorum, hiç sebepsiz, ani ayrılışın
şokunu üzerimden atamamamın sonucundandır. Ve zaman eskiden öyle güzel
öyle tatlı geçerken şimdilerde, bin bir azap bin bir acıyla geçiyor.
O
günün üstünden çok zaman geçti. Şimdi ben senden benim olmanı değil
bana biraz hak vermeni istiyorum. Bana duyduğun nefreti duygularımın
üstünden çekmen için yalvarıyorum. Bana ne kadar kızsan ne kadar nefret
etsen de ben seni yine de seviyorum. Duydun değil mi? Seni seviyorum.