Anasayfa
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Defanstaki sorun hakkındaki düşüncelerin nelerdir? Hücum organize oluyor ama neden savunma bu şekilde yapılamıyor?
-Defansta aslında güzel bir uyum var. Bazen takım olarak defans yapmakta güçlük çekiyoruz. Bu konuda da son dönemlerde büyük yol kat ettik. Bu da artık sonuçlara yansıyor, daha az gol yiyoruz.
Takımda sakatlanmayan iki futbolcudan birisi sensin. Bunu nasıl başarıyorsun, özel olarak bir çalışman var mı? Avrupa’da mevkiine göre örnek aldığın oyuncu var mı?
-Sakatlanmamak biraz da şansa bağlı. Her futbolcu sakatlık yaşayabilir. Sonuçta çok riskli bir spor yapıyoruz. Kendimi kuvvetli tutuyorum, kendi yapımda da kuvvetli olmak var. Tabii ki çalışmaları her zaman özverili yaptığımız için kuvvetli kalıyoruz. Avrupa’da en büyük başarıları yaşayan, en büyük kupaları kaldıran Maldini’yi kendime örnek alıyorum.
Geçen sezon sol bekte görev yapmıştın. Zorunluluktan mı orada bulundun yoksa kendin mi istedin?
-Daha önce oynadığım takımlarda da sol bekte oynamıştım. Bunu uzun süre yaptığım zaman uyum sağlıyorum, ama ara sıra sol bekte oynadığım zaman zorluk çekiyorum. Ama asıl mevkiim stoper.
Taraftarın sevgisini nasıl buluyorsun. Senin adına yapılan tezahüratı duyduğun zaman neler hissediyorsun?
-İnanılmaz bir taraftarımız var. Hayatımda yaşadığım, hissettiğim en büyük sevgiyi alıyorum. Bunu da karşılıksız bırakmamaya çalışıyorum. Çünkü ben de taraftarlarımızı çok seviyorum. Tezahürat yaptıklarında ise tüylerim diken diken oluyor.
Eksiklerini biliyor musun? Bunları gidermek için herhangi bir çalışman var mı?
-Eksiklerimi çok iyi biliyorum. Gidermek için de her zaman çalışıyorum. Özellikle idman kaçırmamaya ve çok özverili çalışmaya özen gösteriyorum.
Forma numaranı 8 seçmenin bir nedeni var mı?
-Özel bir numara değil benim için, ama geldiğim zaman seçenek yoktu. 8 numara da beğendiğim bir numaraydı ve onu seçtim.
Hiç saç bırakmayı düşünmedin mi?
-7 yıldır böyle. Birkaç gün bile saç bıraktığımda rahatsız oluyorum.
Sezon başında kadroya girmekte zorlandın, bu dönemde neler hissettin? Yurtdışında oynayacak olsan hangi ligde top koşturmak istersin?
- Sezon başında Ertuğrul hoca geldiğinde onun bir düşüncesi vardı ve bir onbir oluşturma dönemindeydi. Beni o dönem düşünmedi, ama bana şans verdiği zamanları iyi değerlendirdim, son dönemlerde de oynuyorum. Tekrar Premier Lig’e dönmek isterim.
Stoper mevkiinde oynayan defans oyuncuları olarak oyun kurmakta niye zorlanıyorsunuz? Bu Türk futbolunun bir özelliği mi?
-Türk futbolunda defanstan başlayarak atak geliştirmek gibi bir anlayış yok. Fakat mücadele ruhu çok üst düzeyde Türk futbolunda. Öncelikle mücadele ederek iyi futbol oynamamız gerekiyor Türkiye’de. Çünkü mücadele etmeyen zor puan kazanıyor. Ama Beşiktaş’ın defans oyuncuları daha iyi topla oynuyor.
En sevdiğin araba nedir ve nerede oturuyorsun?
-Audi’yi çok seviyorum ve Audi kullanıyorum. Anadolu Yakası’nda oturuyorum.
Beşiktaş’ta oynamak nasıl bir duygu?
-Hayatımda en güzel performans gösterdiğim kulüp. Beşiktaş’ta Siyah Beyazlı formayı giymek gurur verici. Bunun sorumluluğunu da biliyorum.
Beşiktaş’tan başka bir takıma gider misin?
-Tabii ki futbolda kader önemli bir rol alıyor. Ben de Beşiktaş’a gelene kadar takımlar değiştirdim. Profesyonel bir şekilde bakmak lazım bu olaya. Umarım Beşiktaş’tan ayrılmak zorunda kalmam. Ama profesyonelliği de kabul etmek gerekiyor.
Ertuğrul hocanın gelişiyle performansın arttı. Bunu neye bağlıyorsun?
-Ertuğrul hocanın takımda herkese katkısı var. Elbette bana da oluyor. Diğer açıdan da özverili ve disiplinli kalmama bağlıyorum.
Neden futbolu tercih ettiniz?
-Bütün hayatım boyunca futbol topuyla yaşadım. Futbol benim için bir tercih değildi. Yetenekli doğdum ve bu yeteneğimi kullanma şansını elde ettim.
Neden kolay gol yiyoruz?
-Bazen konsantrasyon eksikliği oluyor takımda. Küçük hatalar pahalıya patlıyor zaman zaman.
Beşiktaş’ta seni en çok etkileyen şey nedir?
-Taraftar.
Sürekli eleştiriliyorsun, performansını nasıl etkiliyor, bu konudaki düşüncelerin neler?
-Eleştirilere her zaman açık oldum. Belki en çok eleştirilen futbolculardan biriydim ama son dönemlerde sergilediğim performanstan dolayı sonrasında eleştiriler azaldı. Eleştirilmek ya da eleştirilmemek önemli değil. Kendini bilmek önemli. Ben kendimi takımıma, oyunuma verdiğime inandığım için eleştirilere kafamı takmıyorum.
Tribünlerden gelen olumsuz tezahüratlar seni nasıl etkiliyor? Bu tezahüratlardan sonra hiç Beşiktaş’tan ayrılmayı düşündün mü? Hakkında gönderilecek söylentileri çıktığında neler hissettin?
-Tabii ki tribünlerden olumsuz tepkiler geldi, ama bana kişisel olumsuz bir tezahürat yapılmadı. Kötü sonuçlardan sonra olumsuz tezahüratlar doğaldır. Çünkü büyük takımlarda büyük sorumluluk altındayız. İyi tezahüratlarda da inanılmaz destek alıyoruz. Olumsuz tepkilerden sonra ayrılmayı düşünmedim. Çünkü işimiz bu, işimize saygımız olduğu için mukavelemizin son gününe kadar işimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Devre arasındaki söylentilere gelince; kendimi hiç kötü hissetmedim. O dönemde söylentiler çıkınca zaten ben oynamıyordum ve tabii ki gitmem kulüp için de benim için de daha doğru olurdu. Ben her zaman kalmak istedim, şans gelince gösterdiğim performans da kalmamda etkili oldu.
Kafanı futbol oynarken kolaylık olsun diye mi yoksa imajın için mi kazıtıyorsun?
-Her ikisi için de.
Sürekli yedek kalman senin hatan mı yoksa yabancı futbolculara daha çok değer verildiği için mi böyle oluyor?
-Yabancılara daha çok değer verildiğini sanmıyorum. Yedek kalmak bir hata değildir, hocanın tercihidir.
Yedek kalmak senin için sorun oldu mu?
-Yedek kalmak tabii ki futbolcuyu üzebilir. Sonuçta ilk on bire girip sahada yer bulmak, takıma katkı sağlamak istiyorsunuz. Ama olmadığı zaman da negatif açıdan etkilenmiyorum.
Beşiktaş’ta en çok hangi futbolcuyu görmek isterdin?
-Zinedine Zidane
Boş zamanlarında neler yaparsın?
-Kız arkadaşımla vakit geçiririm. Yalnız yaşıyorum. Dışarıda sahilde balık yemeye giderim ya da alış veriş yaparım.
Takımdaki ani düşüşleri neye bağlıyorsun? Bir anda bir hata devamında bir sürü hatalar meydana getiriyor ve rahat kazanacağımız maçta zor anlar yaşıyoruz, Denizlispor maçında olduğu gibi…
-Ani düşüşler konsantrasyon eksikliğinden kaynaklanır. Tek bir kişinin konsantresini kaybetmesi bütün takıma yansıyabilir. Ufacık bir hata büyük bir hataya sebep olur. Bence bunu bir sezon üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Sezon sonunda şampiyon olmak istiyorsak bu hataları azaltmak lazım.
Takımda en iyi anlaştığın oyuncu kim?
- Ali Tandoğan. Zaten onunla Gençlerbirliği’nden tanışıyorum. Aynı zamanda bütün arkadaşlarımla aram çok iyi.
Futbolunla değil ama efendiliğinle taraftarın gönlünü kazandın sana göre bunun özel bir nedeni var mı?
-Ben de taraftarlarımız gibi sahaya ruhumu yansıtıyorum. O yüzden olabilir.
En çok sevdiğin futbolcu kim?
-Cristiano Ronaldo.
Medyanın seni “güven vermeyen adam” diye nitelendirmesi hakkında neler düşünüyorsun?
-Beni fazla ilgilendirmiyor. Ben takım arkadaşlarıma ve Beşiktaş’a güven veriyorsam bu bana yeter.
Bazen çok ciddi hatalar yapıyor olsan da takımı kurtardığın zamanlar da oluyor. O zaman neler hissediyorsun?
-Ciddi hatalar her zaman olacak. Çünkü defansta oynayan bir oyuncusunuz ve yaptığınız bir hata direkt gol olabilir. Bunun sorumluluğunu bildiğimiz için defansta oynuyoruz. Maç kurtardığımı düşünmüyorum. Ortada bir başarı varsa bu hepimize aittir.
Sana göre Ertuğrul Sağlam nasıl bir teknik direktör?
-Genç ve iyi bir teknik direktör. Takımımızda kenetlenme adına güzel şeyler yapıyor. Umarım onunla birlikte sezon sonunda kupayı kaldırırız.
Futbola neden Hollanda’da devam etmedin?
-Kısmet. Kendi isteklerine bağlı olarak bir yere gitmiyorsun. Sana gelen teklifleri değerlendiriyorsun. Böylelikle bir yerlere varıyorsun. Türkiye’ye gelmeden önce İngiltere’ye gittim. İngiltere’den sonra Türkiye’ye gelmeyi düşünmüyordum, fakat kader-kısmet beni buraya getirdi. Burada da mutluyum aslında.
Kaç dil biliyorsun?
-Dört dil biliyorum. Fransızca, İngilizce, Türkçe ve Hollandaca.
Defanstaki sorun hakkındaki düşüncelerin nelerdir? Hücum organize oluyor ama neden savunma bu şekilde yapılamıyor?
-Defansta aslında güzel bir uyum var. Bazen takım olarak defans yapmakta güçlük çekiyoruz. Bu konuda da son dönemlerde büyük yol kat ettik. Bu da artık sonuçlara yansıyor, daha az gol yiyoruz.
Takımda sakatlanmayan iki futbolcudan birisi sensin. Bunu nasıl başarıyorsun, özel olarak bir çalışman var mı? Avrupa’da mevkiine göre örnek aldığın oyuncu var mı?
-Sakatlanmamak biraz da şansa bağlı. Her futbolcu sakatlık yaşayabilir. Sonuçta çok riskli bir spor yapıyoruz. Kendimi kuvvetli tutuyorum, kendi yapımda da kuvvetli olmak var. Tabii ki çalışmaları her zaman özverili yaptığımız için kuvvetli kalıyoruz. Avrupa’da en büyük başarıları yaşayan, en büyük kupaları kaldıran Maldini’yi kendime örnek alıyorum.
Geçen sezon sol bekte görev yapmıştın. Zorunluluktan mı orada bulundun yoksa kendin mi istedin?
-Daha önce oynadığım takımlarda da sol bekte oynamıştım. Bunu uzun süre yaptığım zaman uyum sağlıyorum, ama ara sıra sol bekte oynadığım zaman zorluk çekiyorum. Ama asıl mevkiim stoper.
Taraftarın sevgisini nasıl buluyorsun. Senin adına yapılan tezahüratı duyduğun zaman neler hissediyorsun?
-İnanılmaz bir taraftarımız var. Hayatımda yaşadığım, hissettiğim en büyük sevgiyi alıyorum. Bunu da karşılıksız bırakmamaya çalışıyorum. Çünkü ben de taraftarlarımızı çok seviyorum. Tezahürat yaptıklarında ise tüylerim diken diken oluyor.
Eksiklerini biliyor musun? Bunları gidermek için herhangi bir çalışman var mı?
-Eksiklerimi çok iyi biliyorum. Gidermek için de her zaman çalışıyorum. Özellikle idman kaçırmamaya ve çok özverili çalışmaya özen gösteriyorum.
Forma numaranı 8 seçmenin bir nedeni var mı?
-Özel bir numara değil benim için, ama geldiğim zaman seçenek yoktu. 8 numara da beğendiğim bir numaraydı ve onu seçtim.
Hiç saç bırakmayı düşünmedin mi?
-7 yıldır böyle. Birkaç gün bile saç bıraktığımda rahatsız oluyorum.
Sezon başında kadroya girmekte zorlandın, bu dönemde neler hissettin? Yurtdışında oynayacak olsan hangi ligde top koşturmak istersin?
- Sezon başında Ertuğrul hoca geldiğinde onun bir düşüncesi vardı ve bir onbir oluşturma dönemindeydi. Beni o dönem düşünmedi, ama bana şans verdiği zamanları iyi değerlendirdim, son dönemlerde de oynuyorum. Tekrar Premier Lig’e dönmek isterim.
Stoper mevkiinde oynayan defans oyuncuları olarak oyun kurmakta niye zorlanıyorsunuz? Bu Türk futbolunun bir özelliği mi?
-Türk futbolunda defanstan başlayarak atak geliştirmek gibi bir anlayış yok. Fakat mücadele ruhu çok üst düzeyde Türk futbolunda. Öncelikle mücadele ederek iyi futbol oynamamız gerekiyor Türkiye’de. Çünkü mücadele etmeyen zor puan kazanıyor. Ama Beşiktaş’ın defans oyuncuları daha iyi topla oynuyor.
En sevdiğin araba nedir ve nerede oturuyorsun?
-Audi’yi çok seviyorum ve Audi kullanıyorum. Anadolu Yakası’nda oturuyorum.
Beşiktaş’ta oynamak nasıl bir duygu?
-Hayatımda en güzel performans gösterdiğim kulüp. Beşiktaş’ta Siyah Beyazlı formayı giymek gurur verici. Bunun sorumluluğunu da biliyorum.
Beşiktaş’tan başka bir takıma gider misin?
-Tabii ki futbolda kader önemli bir rol alıyor. Ben de Beşiktaş’a gelene kadar takımlar değiştirdim. Profesyonel bir şekilde bakmak lazım bu olaya. Umarım Beşiktaş’tan ayrılmak zorunda kalmam. Ama profesyonelliği de kabul etmek gerekiyor.
Ertuğrul hocanın gelişiyle performansın arttı. Bunu neye bağlıyorsun?
-Ertuğrul hocanın takımda herkese katkısı var. Elbette bana da oluyor. Diğer açıdan da özverili ve disiplinli kalmama bağlıyorum.
Neden futbolu tercih ettiniz?
-Bütün hayatım boyunca futbol topuyla yaşadım. Futbol benim için bir tercih değildi. Yetenekli doğdum ve bu yeteneğimi kullanma şansını elde ettim.
Neden kolay gol yiyoruz?
-Bazen konsantrasyon eksikliği oluyor takımda. Küçük hatalar pahalıya patlıyor zaman zaman.
Beşiktaş’ta seni en çok etkileyen şey nedir?
-Taraftar.
Sürekli eleştiriliyorsun, performansını nasıl etkiliyor, bu konudaki düşüncelerin neler?
-Eleştirilere her zaman açık oldum. Belki en çok eleştirilen futbolculardan biriydim ama son dönemlerde sergilediğim performanstan dolayı sonrasında eleştiriler azaldı. Eleştirilmek ya da eleştirilmemek önemli değil. Kendini bilmek önemli. Ben kendimi takımıma, oyunuma verdiğime inandığım için eleştirilere kafamı takmıyorum.
Tribünlerden gelen olumsuz tezahüratlar seni nasıl etkiliyor? Bu tezahüratlardan sonra hiç Beşiktaş’tan ayrılmayı düşündün mü? Hakkında gönderilecek söylentileri çıktığında neler hissettin?
-Tabii ki tribünlerden olumsuz tepkiler geldi, ama bana kişisel olumsuz bir tezahürat yapılmadı. Kötü sonuçlardan sonra olumsuz tezahüratlar doğaldır. Çünkü büyük takımlarda büyük sorumluluk altındayız. İyi tezahüratlarda da inanılmaz destek alıyoruz. Olumsuz tepkilerden sonra ayrılmayı düşünmedim. Çünkü işimiz bu, işimize saygımız olduğu için mukavelemizin son gününe kadar işimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Devre arasındaki söylentilere gelince; kendimi hiç kötü hissetmedim. O dönemde söylentiler çıkınca zaten ben oynamıyordum ve tabii ki gitmem kulüp için de benim için de daha doğru olurdu. Ben her zaman kalmak istedim, şans gelince gösterdiğim performans da kalmamda etkili oldu.
Kafanı futbol oynarken kolaylık olsun diye mi yoksa imajın için mi kazıtıyorsun?
-Her ikisi için de.
Sürekli yedek kalman senin hatan mı yoksa yabancı futbolculara daha çok değer verildiği için mi böyle oluyor?
-Yabancılara daha çok değer verildiğini sanmıyorum. Yedek kalmak bir hata değildir, hocanın tercihidir.
Yedek kalmak senin için sorun oldu mu?
-Yedek kalmak tabii ki futbolcuyu üzebilir. Sonuçta ilk on bire girip sahada yer bulmak, takıma katkı sağlamak istiyorsunuz. Ama olmadığı zaman da negatif açıdan etkilenmiyorum.
Beşiktaş’ta en çok hangi futbolcuyu görmek isterdin?
-Zinedine Zidane
Boş zamanlarında neler yaparsın?
-Kız arkadaşımla vakit geçiririm. Yalnız yaşıyorum. Dışarıda sahilde balık yemeye giderim ya da alış veriş yaparım.
Takımdaki ani düşüşleri neye bağlıyorsun? Bir anda bir hata devamında bir sürü hatalar meydana getiriyor ve rahat kazanacağımız maçta zor anlar yaşıyoruz, Denizlispor maçında olduğu gibi…
-Ani düşüşler konsantrasyon eksikliğinden kaynaklanır. Tek bir kişinin konsantresini kaybetmesi bütün takıma yansıyabilir. Ufacık bir hata büyük bir hataya sebep olur. Bence bunu bir sezon üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Sezon sonunda şampiyon olmak istiyorsak bu hataları azaltmak lazım.
Takımda en iyi anlaştığın oyuncu kim?
- Ali Tandoğan. Zaten onunla Gençlerbirliği’nden tanışıyorum. Aynı zamanda bütün arkadaşlarımla aram çok iyi.
Futbolunla değil ama efendiliğinle taraftarın gönlünü kazandın sana göre bunun özel bir nedeni var mı?
-Ben de taraftarlarımız gibi sahaya ruhumu yansıtıyorum. O yüzden olabilir.
En çok sevdiğin futbolcu kim?
-Cristiano Ronaldo.
Medyanın seni “güven vermeyen adam” diye nitelendirmesi hakkında neler düşünüyorsun?
-Beni fazla ilgilendirmiyor. Ben takım arkadaşlarıma ve Beşiktaş’a güven veriyorsam bu bana yeter.
Bazen çok ciddi hatalar yapıyor olsan da takımı kurtardığın zamanlar da oluyor. O zaman neler hissediyorsun?
-Ciddi hatalar her zaman olacak. Çünkü defansta oynayan bir oyuncusunuz ve yaptığınız bir hata direkt gol olabilir. Bunun sorumluluğunu bildiğimiz için defansta oynuyoruz. Maç kurtardığımı düşünmüyorum. Ortada bir başarı varsa bu hepimize aittir.
Sana göre Ertuğrul Sağlam nasıl bir teknik direktör?
-Genç ve iyi bir teknik direktör. Takımımızda kenetlenme adına güzel şeyler yapıyor. Umarım onunla birlikte sezon sonunda kupayı kaldırırız.
Futbola neden Hollanda’da devam etmedin?
-Kısmet. Kendi isteklerine bağlı olarak bir yere gitmiyorsun. Sana gelen teklifleri değerlendiriyorsun. Böylelikle bir yerlere varıyorsun. Türkiye’ye gelmeden önce İngiltere’ye gittim. İngiltere’den sonra Türkiye’ye gelmeyi düşünmüyordum, fakat kader-kısmet beni buraya getirdi. Burada da mutluyum aslında.
Kaç dil biliyorsun?
-Dört dil biliyorum. Fransızca, İngilizce, Türkçe ve Hollandaca.
